9 Nisan 2012 Pazartesi

AĞRI



















AĞRI






YÜZÖLÇÜMÜ: 11.376 km²

















NÜFUS: 555.479 (2011)









İL TRAFİK NO: 04






İLÇELER: Ağrı (merkez), Doğubeyazıt, Diyadin, Eleşkirt, Hamur, Patnos, Taşlıçay, Tutak.





İLGİ ÇEKİCİ YERLER: İshak Paşa Sarayı, Balık Gölü, Sinek Yaylası, Ağrı Dağı, Tendürek Dağı, Meteor Çukuru, Doğubeyazıt Kalesi, Yeraltı Kilisesi, Diyadin Kaplıcaları, Aznavurtepe (Urartu Tepesi).





İl Kültür Müdürlüğü




Tel: (472) 213 76 00-01

Faks: (472) 215 39 18





Örenyeri




İshakpaşa Sarayı – Doğu Beyazıt





Önemli Günler




Kurtuluş Günleri:




Doğu Beyazıt İlçesinin Kurtuluşu

Doğu Beyazıt

14 Nisan





Tutak İlçesinin Kurtuluşu

Tutak

14 Nisan





Patnos İlçesinin Kurtuluşu

Patnos

14 Nisan





Diyadin İlçesinin Kurtuluşu

Diyadin

14 Nisan





Taşlıçay İlçesinin Kurtuluşu

Taşlıçay

14 Nisan






Hamur İlçesinin Kurtuluşu

Hamur

14 Nisan






Ağrı İlinin Kurtuluşu

Cumhuriyet Caddesi (Merkez)

15 Nisan






Eleşkirt İlçesinin Kurtuluşu

Eleşkirt

16 Nisan





Şenlikler:





Aşıklar Bayramı

Merkez (Belediye Sineması)

1-3 Ocak






Halk Oyunları Gösterileri

Merkez (Halk Eğitim Salonu)

15 Ocak





Okullararası Halk Oyunları Yarışmaları

Merkez (Belediye Sineması, Halk Eğitim Salonu)

26-28 Ocak






Resim: İshak Paşa Sarayı (106-107)





GENEL BİLGİLER





1650 metre yüksekliğindeki bir yaylada yer alan Ağrı, ismini yanında heybetle görünen dağdan almaktadır. Türkiye’ye en tepeden bakabileceğiniz ve doğuya açılan kapısı Ağrı, tarih boyunca çok sayıda kavim ve medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Ağrı ili, yazın dağcılık ve doğa yürüyüşüne, kış mevsiminde kayak sporuna elverişli parkurlara sahip efsanevi dağı ile doğunun turizm merkezleri arasındadır






Nuh’un Gemisinin İzi



Türkiye-İran transit yoluna 3.5 km. uzaklıkta, Ağrı Dağı’nın güneyinde Telçeker ile Meşar köyleri arasında yer alan doğal bir anıttır. Bu anıt gemiye benzer bir siluettedir. Başta Amerikalı araştırmacı James Irwin olmak üzere birçok araştırmacı büyük tufandan sonra Nuh’un gemisinin buraya oturduğu yönündeki iddiaları araştırmak üzere kutsal geminin kalıntılarını bulmak için 1983 yılından itibaren çalışmalara girişmişlerdir. Kültür Bakanlığı gemi kütlesine benzeyen bu jeomorfolojik yapının “Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı” özelliği taşıması münasebetiyle 1987′de 3657 sayılı kararı ile burayı doğal SİT alanı ilan etmiştir





Mağaralar




Buz Mağarası: Küçük Ağrı Dağı eteğinin bittiği düzlükte bulunmaktadır. Doğubayazıt-Gürbulak transit yolunda Hallaç köyü yolu sapağına 3 km. mesafededir. Örneğine çok az rastlanılabilecek doğal bir anıt durumundaki mağara toprağın 15-20 m. derinliğinde yer almakta olup 100 m. uzunluğa ve 50 m. genişliğe sahiptir. Mağara içinde insan büyüklüğünde buzdan dikitler yer almakta ve bu dikitler ışık altında farklı renklere bürünmektedir.




Meya Mağaraları: Diyadin’e 15 km. uzaklıkta bulunan, kayaların insan eliyle oyularak barınma, ibadet ve diğer yaşamsal faaliyetlerin gerçekleştirilmesi amacına yönelik olarak yapılmış mağaralardır. Eski bir yerleşim merkezi olan bu mağaralar bütün olarak ele alındığında adeta bir anıt kent niteliğinde olup, değişik inanç ve kültürlerin izlerini taşımaktadırlar. Oldukça geniş olan mağaralarda kilise ve mezar kalıntıları ve su kanalı bulunmaktadır. Tokluca Kalesi’nden yer altına inen merdivenler aracılığı ile bu mağaranın bağlantısı olduğu düşünülmektedir.




Kaleler




Tokluca Kalesi: Diyadin ilçesine 19 km. mesafede bulunan Tokluca köyünün hemen arkasındaki tepe üzerinde bulunmaktadır. 100-150 m. uzunluğunda bütün bir kaya kütlesi gibi duran kale 2 m. uzunluk ve genişliğindeki taşlardan yapılmıştır. Kalenin üstünde yer alan 3 m. genişliğindeki bir giriş deliğinden 30 basamaklı merdivenle kale içindeki sahanlığa inilmektedir. Bu sahanlıktan üç ayrı yeraltı tüneline açılan giriş kapıları ve merdivenler bulunmaktadır. Bu tünellerden birine 70 basamaklı, diğerine de 350 basamaklı merdivenle inilmekte olup bu tünellerin Meya Mağaraları’na ulaşmakta kullanıldığı tahmin edilmektedir.




Kan Kalesi: Tutak ilçesinin 15 km. batısında eski adıyla “Kalekule” denilen Dönertaş köyü yakınlarında bulunmaktadır. Hangi tarihte ve kimler tarafından yaptırıldığı bilinmeyen kale “Kale-i Hum” adıyla da bilinmektedir.





Doğubayazıt Kalesi: Eski Beyazıt’ın kuzey doğusundaki Belleburç denilen yerde, kayalar üzerinde, Doğubayazıt’ın 5 km. doğusundadır.

Kaledeki Urartu mezarları ve antik çağlara ait kalıntılar, buranın antik kent olduğunu göstermektedir.

Kaleyi inşa edenler ya da yapım tarihi ile ilgili bir bilgi bulunmamaktadır.






Diyadin Kalesi: Diyadin ilçe merkezinde Murat Nehri kıyısındaki kayalıklarda kurulmuş olan kale, Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sine göre Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’ın oğlu Ziyaüddin tarafından yaptırılmıştır. Gerçekte ise, kullanılan malzemeler ve yapılış tarzı, Urartular tarafından inşa edildiğini göstermektedir. Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Osmanlılar döneminde onarım görmüştür.





Havaran Kalesi: Hamur ilçe merkezinde bulunmaktadır. Hamur Deresi’nin üzerindeki kayalıklara kurulmuştur. Dereden yüksekliği 100 m. civarındadır. Selçuklu dönemine ait olan kale içinde cami, kalebeyi konağı, deve hanları ile kaleden 400 m. uzaklıkta ve kaleden daha yüksek bir tepe üzerinde gözetleme kulesi bulunmaktadır.






Şoşik Kalesi: Hamur ilçesine 35 km. uzaklıkta bulunan Karlıca köyündeki sarp kayalıklar üzerine kurulmuş bir kaledir. Kalenin ne zaman ve kimler tarafından yaptırıldığı kesin olarak bilinmemekle beraber Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde kaleden “Azerbaycan Hükümdarı Ziyaüddin tarafından yaptırılmıştır” şeklinde bahsedilmektedir. Kale içerisinde ibadethane, hamam, gözetleme kulesi, zindanlar ile su kulesi bulunmaktadır. Kale Karakoyunlular zamanında tamir görmüştür.





Kız Kalesi: Şoşik Kalesi’nin 2 km. doğusundaki bir tepe üstünde yer alan kalenin Şoşik kalebeyinin kızı için yaptırıldığı rivayet edilmektedir.

Küpkıran (Harabe Göl) Kalesi: Ağrı il merkezinin 20 km. doğusunda yer alan Yukarı Küpkıran köyü ile Harabegöl köyü arasında bulunmaktadır. Büyük kesme taşlardan yapılmış mazgallı bir kaledir. Eski ve önemli bir yerleşim yeri olan Harabegöl köyünün depremler ve toprak kaymaları sonucunda batmasıyla oluşan çukura zamanla su dolması nedeniyle köyün yakınında bulanan kaleye bu ad verilmiştir.




Toprakkale: Eleşkirt ilçesinin 14 km. doğusunda Toprakkale köyünde bulunmaktadır. Urartulara ait olan kalenin tapınak ve yerleşim yerleri tamamen yok olmuş, günümüze ancak burç ve duvar kalıntıları kalmıştır.




Anzavur Kalesi: Patnos ilçesinin 2 km. kuzey batısındaki Anzavur Tepesinde bulunan kale, Urartu medeniyetine ait olup M.Ö. 8. yüzyılda yapılmıştır. Kalenin duvarları Urartu Kralı Menua, tapınak kısmı ise İşpuini tarafından inşa ettirilmiştir





Cami, Kümbet ve Kiliseler




Beyazıt Eski Camisi (Cami-i Gevher Digar): Beyazıt Kalesi’nin güney eteğinde Birinci Selim tarafından yaptırıldığı kabul edilen camidir. Caminin yer aldığı vadi yamacı düzeltilerek duvar örülmek suretiyle düz bir platform oluşturulmuş ve üzerine bina inşa edilmiştir. Kesme taştan inşa edilen cami 15×15 m. boyutlarında kare planlı ve tek kubbelidir. Yapıda kahverengi, sarı ve beyaz renkte taşlar karışık bir biçimde kullanılmıştır. Caminin giriş kapısı, beden duvarları, mihrabı, son cemaat yeri duvar payları, kubbeye geçiş sistemleri duvarlardaki kemerler, pencereler ve minare estetik bir sadelikte yapılmıştır.





Toprakkale Camisi: Toprakkale köyünde 1684 tarihinde Mirza Bin Adbi Paşa’nın yaptırdığı camidir. Höyüğün güney yamacındadır.





Sürmeli Mehmet Paşa Türbesi: Hamur ilçesi merkezinde olup, Osmanlı döneminde inşa edilmiştir. Beyaz, yumuşak taştan yapılan kümbetin duvarlarında iki sıralı kırmızı taştan kuşak mevcuttur.





Üç Kümbetler: Üç kümbetlerden birisi Patnos ilçesine 2 km. mesafede olan Ziyaret, ikincisi Süphan Dağı eteğindeki Taşkıran, üçüncüsü de Dedeli bucağının Acım köyündedir.





Hamur Kümbeti: Hamur ilçe merkezinin kuzeydoğusunda, Ağrı-Van yoluna 300 m. uzaklıktadır. Selçuklu kümbetlerinden ayrı bir mimari tarzda, altı (gövde kısmı) dikdörtgen, üstü balık sırtı biçimindedir. Kümbetin 18. yüzyılda İshak Paşa’nın torunlarından İbrahim Paşa tarafından yapıldığı söylenmektedir.





Karagöz Kilisesi: Tutak ilçesinin 26 km. batısındaki Dayıpınarı köyü yakınında kayalar oyulmak suretiyle yapılmış bir yeraltı kilisesidir.






Üç Kilise: E-23 karayolunun hemen güneyinde olan Taşlıcay ilçe merkezine 18 km. uzaklıktaki Taşteker köyündedir.





NE YENİR?





Ağrı yöresinde hayvancılığın büyük çapta olması nedeniyle hayvan ürünleri büyük miktarda kullanılmaktadır. Ağrı zengin bir mutfak kültürüne sahiptir. Saç kavurma en meşhur yemeğidir. Gosteberg buğulama, Abdigör köftesi, Hengel, haşıl, erişte, kuymak, kete, bişi, erdek, hasude, bulgur pilavı, yalancı köfte, ekmek aşı,lalanga, ayran aşı, halise,çiriş ketesi, murtuğa ve ağızyakan ve deveci çorbası gibi yöreye özgü yemekleri vardır.




NE ALINIR?


Ağrı’da küçükbaş hayvancılığın fazla yapılması nedeniyle halıcılık en önemli el sanatıdır. Bunun yanında kilim, kazak, keçe ve çorap gibi el sanatları da vardır.




YAPMADAN DÖNME




İshak Paşa Sarayı’nı görmeden,





Dağcılar için, Türkiye ve Avrupa’nın en yüksek dağı olan Ağrı Dağına çıkmadan, (izin almayı unutmayın)




Abdigör Köftesini tatmadan,




Kış ayları için bir kaç çift tiftik eldiven ve çorap almadan …




Dönmeyin





AĞRI DAĞI




Doğubayazıt ovasının kuzeydoğusunda yükselen ve 5165 metreyle sadece Türkiye’nin değil, aynı zamanda Avrupa’nın en yüksek zirvesi olan Ağrı dağı, ülkemizin dağ turizmi bakımından en yüksek potansiyeline sahip volkanik dağlarından biridir.




Ağrı dağı, dağcılık sporuyla ilgilenenlerin aradığı bütün özelliklere sahiptir. Amatör dağcıların rahatlıkla çıkabileceği kolay güzergahları olduğu gibi, profesyonel dağcıların aradığı tırmanılması zor tarafları da bulunmaktadır. Tırmanış mesafesinin yüksek olması ve çıkışın başladığı yere kadar motorlu araçlarla gidilebilmesi de önemli bir avantajdır.




Yüzyıllardır gezginlerin, bilginlerin ve kavimlerin dikkatini çeken Ağrı dağı ülkemizde ve dünyada türkülere, efsanelere, araştırma ve mitolojiye en çok konu olan dağdır. Nitekim Nuh tufanı öncesinde, Hz. Nuh ve beraberindekilerin bindiği geminin, sular çekilince bu dağda karaya oturduğu asırlardır söylenegelmiştir.




Ağrı dağının bir diğer özelliği ise kaidesinin oturduğu ovadan bakıldığında, yekpare bir kitle halinde birden yükselivermesidir. Himalaya ve Ant gibi yüksek dağlarda bu yükselme aşama aşama olduğu için Ağrı dağının bu görkeminden yoksundurlar.







İşte bu gizemli ve heybetli dağa ulaşmak için Doğubayazıt sadece en önemli eşik değil, aynı zamanda en büyük olanaktır. Çünkü asırlardır bir çok gezginin uğrak yeri olan belde, dağ turizmi açısından uzun yılların donanımı ve deneyimine sahiptir.




BEYAZIT METEOR ÇUKURU




Doğubayazıt’ ın 35 Km. doğusunda İran sınırına 2 Km. uzaklıkta kolayca ulaşılabilen bir yerdedir. 1892 yılında düşen gök taşının meydana getirdiği bir çukurdur. Dünyada büyüklük ve derinlik itibariyle Alaska’dakinden sonra ikinci büyük meteor çukurudur. Genişliği 35 m. Derinliği 60 m.dir.




Doğubayazıt’ ın kuzey doğusunda Küçük Ağrı dağının eteklerinin bittiği düzlükte bulunmaktadır. Örneğine çok az rastlanabilecek doğal bir anıt niteliğindedir. Mağara toprağın 7-8 metre altında yer almaktadır. 100 metre uzunluğu ve 50 metre genişliğindeki mağara içinde bir limon büyüklüğünden insan büyüklüğüne kadar, buzdan birçok sarkıt ve dikitler bulunmaktadır.




Işık tutulduğunda kristal gibi parlayan ve renkten renge giren buz parçalan seyredenleri hayretler içinde bırakmaktadır. Mağaranın en önemli özelliklerinden biri de yazın soğuk, kışın sıcak olmasıdır. Mağaranın kapısında sürekli sıcak ve soğuk hava akımları bulunur.





BUZ MAĞARASI




Doğubayazıt’ ın kuzey doğusunda Küçük Ağrı dağının eteklerinin bittiği düzlükte bulunmaktadır. Örneğine çok az rastlanabilecek doğal bir anıt niteliğindedir. Mağara toprağın 7-8 metre altında yer almaktadır. 100 metre uzunluğu ve 50 metre genişliğindeki mağara içinde bir limon büyüklüğünden insan büyüklüğüne kadar, buzdan birçok sarkıt ve dikitler bulunmaktadır.




Işık tutulduğunda kristal gibi parlayan ve renkten renge giren buz parçalan seyredenleri hayretler içinde bırakmaktadır. Mağaranın en önemli özelliklerinden biri de yazın soğuk, kışın sıcak olmasıdır. Mağaranın kapısında sürekli sıcak ve soğuk hava akımları bulunur.






DOĞUBEYAZIT BALIK GÖLÜ




Doğubayazıt’ ın 60 Km. Kuzeybatısında yer alır. 2241 metre rakımıyla Türkiye’nin en yüksek göllerinden biridir. Çevresindeki dağlardan gelen küçük dereler, kıyıdaki pınarlar ve yeraltı sularıyla beslenir.




Gölün kuzey tarafında, üzerinde tarihi kalıntılar da bulunan 4 dekar büyüklüğünde bir ada bulunmaktadır. Bu ada üzerinde kuluçkaya yatan kadife ördek popülasyonuyla göl, Türkiye’nin en önemli 100 kuş alanından biri olarak kabul edilir. Ancak balık gölünün bölgedeki asıl ünü yetiştirdiği kırmızı benekli alabalıktan kaynaklanır. Fakat tamamen doğal bir ortamda yetişen bu balığın sofralara gelişi o kadar kolay olmamaktadır. Çünkü göl kış aylarında metrelerce kalınlıkta buz tabakasıyla kaplanır. Balıkçılar işte bu kalın buzda açtıkları deliklerden balık avlayabilirler.






DOĞUBEYAZIT'A ULAŞIM




Karayolu: Doğubayazıt, Türkiye-İran transit yolu üzerinde yer aldığı için karayoluyla buraya ulaşmak oldukça kolaydır. İlçede faaliyet gösteren üç otobüs firması Ankara, İstanbul, İzmir, Erzurum, Ağrı, Van, Iğdır ve diğer önemli merkezlere düzenli seferler yapmaktadır.





Havayolu: Ayrıca tarifeli uçuşlarla Ağrı, Van ve Erzurum’a gelindiği takdirde, buralardan Doğubayazıt’a karayoluyla hemen hemen günün her saatinde ulaşmak mümkündür.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder